Kaplumbağaların Genel Özellikleri

Yazar:

Kaplumbağalar, dünyanın hemen yerinde görülebilen sürüngen türlerinden birisidir. Son dönemlerde evde beslemek için de tercih edilen bu sürüngenler, özellikle sıra dışı bir hayvan sahiplenmek isteyenler için oldukça idealdir. Ayrıca çocuklar için evcil hayvan olarak kaplumbağa tercih etmek, sorumluluk alma becerilerinin gelişmesi bakımından yararlıdır. Ancak evde kaplumbağa bakımı ilgi gerektiren bir durumdur. Çünkü kaplumbağalar aslında oldukça narin ve hassas canlılardır. Bilinçsiz bir bakım nedeniyle ciddi sağlık sorunları ile karşılaşabilirler. Bu nedenle kaplumbağaların bakımı ve genel özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak oldukça önemlidir. Eğer siz de evcil hayvan olarak bir kaplumbağa sahiplenmeyi planlıyorsanız, öncelikle kaplumbağaların genel özellikleri ile ilgili bilgi edinmenizde fayda bulunmaktadır.

Kaplumbağaların Genel Özellikleri Nelerdir?

Kaplumbağalar, oldukça sert ve kemiksi bir kabuk içerisinde yaşarlar. 200 milyon yıldan beri var oldukları bilinmektedir ve bu uzun süreç içerisinde vücut yapılarında önemli bir değişiklik olmamıştır. Ülkemizde “tosbağa” olarak da adlandırılan kaplumbağaların genel özellikleri ise kısaca aşağıdaki gibidir.

Kaplumbağaların Fiziksel Özellikleri

Daha önce de belirttiğimiz gibi kaplumbağaların vücutları sert bir kabuk ile örtülüdür. Baş, boyun, bacak ve kuyrukları ise bu sert kabuğun dışında kalır. Çoğunda kaburgalar ve omurlar üst kabuk ile kaynaşmıştır. Kemik yapıdaki kabuklarının üstünde genellikle keratin plaklar yer alır. Bazı su kaplumbağası türlerinde ise yumuşak bir deri mevcuttur. Yine kabuklarının üstü “Karapas”, altı ise “Plastron” olarak adlandırılmaktadır. Kaplumbağaların kabuğu oldukça sert ve ağırdır. Bu nedenle ters dönmeleri durumunda yeniden ayak üstüne dönmeleri neredeyse imkansızdır. Buna rağmen tehlikelerden korunmalarını sağlayan en önemli silahları da kabuklarıdır.

Kaplumbağaların dişleri yoktur. Çeneleri keratinden bir kılıf ile kaplıdır ve kenarı keskindir. Bu sert çene ile yiyecekleri parçalar ve beslenirler. Özellikle denizin altındaki sert kabuklar ile beslenebildikleri göz önünde bulundurulduğunda çenelerinin ne kadar güçlü olduğu daha iyi anlaşılabilir.

Kaplumbağaların 4 ayağı ve her ayağında 5 adet parmağı bulunur. Ayrıca tüm parmaklarını hareket ettirebilirler. Ancak denizde ve suda yaşayan kaplumbağaların ön ayakları kürek şeklindedir ve parmakları bulunmamaktadır. Arka ayaklarında 4 adet parmakları yer alır. Bazı deniz kaplumbağalarının ise parmak araları perdelenmiş durumdadır.

kaplumbağaların genel özellikleri
Hem karada hem de suda yaşayan bir çok türe sahip kaplumbağaların en büyük ortak özelliği kalın bir kaç istisna hariç sağlam bir kabuğa sahip olmalarıdır.

Kaplumbağaların Doğal Yaşam Alanları

Kaplumbağaların genel özellikleri ile ilgili değinebileceğimiz bir diğer konu da doğal yaşam alanlarıdır. Kaplumbağa türleri genel olarak incelendiğinde tatlı su, kara ve deniz kaplumbağaları şeklinde sınıflandırıldıkları görülmektedir. Dünya üzerinde tespit edilmiş yaklaşık 250 çeşit kaplumbağa bulunmaktadır. Antarktika kıtası haricinde diğer tüm kıtalarda kaplumbağa yaşamaktadır. Ancak Amerika kıtasındaki kaplumbağalar ile Asya, Avrupa, Afrika ve Avustralya kıtalarında yaşayan kaplumbağaların özellikleri farklılık göstermektedir.

Kara kaplumbağası türleri genel olarak çöl ve bozkır gibi kurak bölgelerde yaşamlarını sürdürürler. Güneşe karşı durmaktan ve dinlenmekten hoşlanırlar. Caretta caretta ve kırmızı yanaklı su kaplumbağası gibi türler ise amfibik olarak adlandırılırlar. Yani hem kara hem de suda yaşama özelliğine sahiptirler. Bunlardan Singapur kaplumbağası olarak da adlandırılan kırmızı yanaklı su kaplumbağası, dünyanın pek çok yerinde evcil hayvan olarak tercih edilse de doğada pek çok vahşi türü bulunmaktadır. Bu benekli kaplumbağaların doğal yaşam ortamı ise Güney Amerika kıyılarındaki Florida ile Meksika’dır.

Yaşamlarının önemli bir kısmını su altında geçiren ve “Sini Kaplumbağası” olarak da bilinen caretta carettalar ise okyanusların ılıman sularında yaşamlarına sürdürürler. Atlantik, Hint ve Pasifik Okyanusu kıyılarına yumurtlarlar. Akdeniz’deki doğal yumurtlama alanları ise Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’tır. Bunların yanı sıra timsah kapan su kaplumbağası, çamur kaplumbağası, Nil kaplumbağası ve sarı karınlı su kaplumbağası gibi okyanusların ılıman sularında yaşayan farklı su kaplumbağası türleri de mevcuttur.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kaplumbağalar genel olarak sıcak ülkeleri severler. Ancak havalar serinlemeye başladığında hareketleri iyice yavaşlar ve bol güneş ışığı alan topraklarda delikler açarak tüm kışı buralarda kış uykusuna yatarak geçirirler. Kaplumbağalarda kış uykusu ya da bir diğer adı ile hibernasyon, soğuk havaların etkilerinden korunmalarını sağlar. Evde beslenen kaplumbağalar da zaman zaman kış uykusuna yatma ihtiyacı hissedebilirler. Ancak bu noktada dikkatli olunmalı ve kaplumbağalar düzenli olarak kontrol edilmelidir. Aksi halde ölüm riski ile karşılaşabilirler. Veteriner hekimler tarafından önerilen ise evde beslenen kaplumbağaların kış uykusuna yatırılmamasıdır. Çünkü kış uykusuna yattıklarında beslenme miktarını ayarlamak oldukça güçtür ve bu nedenle ölüm riski oldukça yüksektir.

Kaplumbağaların Ortalama Yaşam Süresi

Kaplumbağaların dikkat çeken özelliklerinden birisi de uzun ömürlü olmalarıdır. Bu sürüngenler, uygun ısıda ve nem oranlarında yaşadıkları sürece uzun bir hayat sürebilirler. Bunların dışında türe özel rejim ve UV ışınlarına erişim gibi faktörler de kaplumbağaların ömrü üzerinde etkili faktörler arasında yer almaktadır. En büyük kaplumbağa türü olan Galapagos kaplumbağası ortalama olarak 100 yıl kadar yaşamaktadır. Hatta kayıtlara geçen 152 yıl yaşamış bir Galapagos kaplumbağası da bulunmaktadır.

Evde beslemek için tercih edilen kırmızı yanaklı su kaplumbağalarının ömrü ise doğru bakım ve beslenme ile ortalama 25-30 yıla ulaşmaktadır.

kaplumbağaların özellikleri
Bir çok kaplumbağa türü hem etçil hemde otçul beslenme yapar. Bu nedenle kaplumbağa yemi ile beslenenlerde sık sık farklı mama ile besleme yapmak beslenme çeşitliliğini sağlamak için önemlidir. Bol kalsiyumlu ve vitaminli gıdalar almaları ve gün ışığından faydalanabilmeleri hayati derece de önem taşır.

Kaplumbağaların Beslenmesi

Dünya üzerinde pek çok kaplumbağa türü vardır ve her türün diyeti birbirinden farklıdır. Bazı türler etobur bazıları ise otoburdur. Ancak önemli bir kısmı her ikisini de tercih etmektedir. Kaplumbağaların çene yapıları türlere göre değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla çene yapıları beslenme şekillerine direkt olarak etki eder. Bunun dışında yaşadıkları yere göre de tükettikleri besinler değişebilmektedir. Örneğin, denizde yaşayan kaplumbağa türleri yosun ve küçük deniz canlıları ile beslenirler. Ancak bunlar içerisinde yalnızca ot ya da deniz canlıları ile beslenenler de vardır. Karada yaşayan kaplumbağalarının seçeneği çok daha fazladır. Sebze, meyve ve solucan gibi besinler arasından seçim yapma imkanları vardır.

İlginizi çekebilir: Kaplumbağa Yemleri

Bunların yanı sıra evde beslenen kaplumbağalar için doğadaki beslenme düzenlerine benzer bir diyet uygulanmalı, çeşit bol tutulmalı ve sürekli aynı gıdalar ile beslenmelerinden kaçınılmalıdır. Bu anlamda kaplumbağa beslenmesi için vitamin ve mineral bakımından zengin besinler kullanılmalıdır. Kaplumbağalar için kalsiyum oldukça önemli bir mineraldir. Kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamak adına ezilmiş midye ya da yumurta kabukları kullanılabilir. Ayrıca kaplumbağalar için D vitamini de hayati önem taşır. Bu nedenle gün ışığı almaları konusunda dikkatli olunmalıdır.

İlginizi çekebilir: Kaplumbağa Vitamin ve Mineralleri

Kaplumbağalarda Üreme

Üreme, kaplumbağaların genel özellikleri ile ilgili değinebileceğimiz önemli konulardan birisidir. Kaplumbağalar yumurtlayarak çoğalan canlılardır. Dişi kaplumbağalar çiftleşmelerinin ardından aldıkları spermleri uzun yıllar saklayabilmektedir. Kaplumbağalarda çiftleşme zamanı iklim şartlarına göre değişebilir. Ancak genelde Nisan ve Mayıs aylarında çiftleşirler. Yavru kaplumbağaların yumurtadan çıkma süreleri ise 2 – 3 ay kadar sürer. Kara kaplumbağaları 3 ile 12 arasında yumurta bırakabilirler ve yumurtaları uzun şekillidir. Su kaplumbağalarının yumurtası ise daha yuvarlak şekillidir ve yavrular yumurtadan yaklaşık olarak 3 ay sonra çıkmaktadır.

Su kaplumbağalarında Kış Uykusu (Hibernasyon) konulu yazımız da ilginizi çekebilir.

Benzer Yazılar

%d blogcu bunu beğendi: