Güvercinler Yönlerini Nasıl Bulur?

Yazar:

Güvercinleri diğer pek çok canlıdan ayıran en önemli özellik, yuvalarına ve eşlerine olan bağlılıkları ile gelişmiş yön bulma yetenekleridir. Ancak güvercinlerin yön bulma konusunda nasıl bu kadar yetenekli olabildikleri özellikle güvercin besleyen kişiler arasında merak konusudur. Güvercinlerin yön bulması ile ilgili birçok bilimsel deney ve araştırma yapılmış, bunların sonucunda farklı görüşler ortaya atılmıştır. Önceleri güvercinlerin uçarken gördükleri evleri ve yer şekillerini akıllarında tuttukları düşünülmekteydi. Bu sayede yönlerini bulabiliyor ve yuvalarına geri dönebiliyorlardı. Ancak yapılan deneyler bunun yanlış olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü güvercinlerin gözlerine görmelerine engel olan bir lens takılıp uzağa götürülerek uçurulmaları durumunda dahi birçoğunun yuvalarını bulabildiği görülmüştür. Bundan sonra güvercinlerde yön bulma yeteneği ile ilgili farklı deneyler yapılmış ve bu deneyler de genellikle posta güvercinleri ile yürütülmüştür. Peki, güvercinler yönlerini nasıl bulur? Bu konu ile ilgili ortaya atılan görüşler nelerdir?

Güvercinlerin Yön Bulması Hakkında Bazı Teoriler

Özellikle güvercin yetiştirmeye yeni başlayan kişiler için en temel sorunsallardan birisi güvercinlerinin uçtuktan sonra geri dönüp dönemeyecekleridir. Çünkü bir heves ile alarak yetiştirmeye başladıkları kuşlarının geri dönmemesi onlar için ciddi bir hayal kırıklığı yaratacaktır. Fakat güvercin sahiplerinin böyle bir kaygıya düşmelerine genel olarak gerek yoktur. Güvercinler doğaları gereği yuvalarına ve eşlerine sadık oldukları için geri dönerler. Ayrıca yapılan araştırmalara göre farklı teknikler kullanarak yönlerini kolaylıkla bulabilir ve doğru yönde ilerleyebilirler. İşte, yapılan o araştırmalar ve güvercinlerin yön bulması ile ilgili ortaya atılan bazı görüşler…

Güneş Işınları ve Yıldızlar

Kuşların güneş ışınları ve yıldızları kullanarak yönlerini bulabildiklerine dair görüşü ilk kez Alman kuş bilimci Kramer ortaya atmıştır. Kramer, gündüzleri göç eden kuş türlerinden birisi olan sığırcığı çevresini aynalar ile kapattığı bir kafese koymuştur. Bu aynaları sığırcığın güneşten başka herhangi bir şey göremeyeceği biçimde konumlandırılmıştır. Ayrıca Kramer istediği zaman bu aynaların konumunu değiştirebilmekteydi. Bu sayede aynalar yardımı ile güneşin durumunu da dilediği gibi değiştirebiliyordu.

Kramer, aynaların konumunu her değiştirdiğinde sığırcığın güneşe göre konumunu koruyabilmek adına yer değiştirdiğini görmüştür. Bunun üzerine kuşu kapalı bir ortama koymuş ve güneş görmeden aynı deneye tabi tutmuştur. Yaptığı deneyler sonrasında ise kuşların güneşin kendi yörüngesi üzerinde gerçekleştirdiği hareketini fark edebildiklerini ve bunu dikkate alarak yönlerini belirledikleri sonucuna varmıştır.

İlginizi çekebilir: Güvercin Malzemeleri

Bunların yanı sıra gece göçlerini sürdüren kuşlar üzerinde yapılan deneylerde ise bu kuşların yönlerini yıldızlara bakarak saptayabildikleri ortaya konulmuştur. Fakat buradan kuşların eskiden gemicilerin de yaptığı gibi kutup yıldızına ya da başka bir yıldıza bakarak yön buldukları anlamı çıkarılmamalıdır. Çünkü yapılan deneye göre kuşlar yönlerini gökyüzünün genel durumuna bakarak tayin etmektedirler.

güvercinler yönlerini nasıl bulur
Yapılan bir çok farklı çalışma ve deney güvercinlerin bir kaç farklı metot kullanarak, nerede olursa olsun evinin yolunu bulabildiğini göstermiştir.

Koku Teorisi

Güvercinlerin yön bulma yeteneği konusunda ortaya atılan bir başka görüş ise koku duyuları ile ilgilidir. İlk kez 1972 senesinde F. Papi tarafından öne sürülen koku teorisi, 1980’de Hans Wallraff’ın bazı değişiklikler yapması sonucunda son halini almıştır. Güvercinlerin yön bulması ile ilgili bu varsayıma göre her coğrafi bölge kendine özgü uçucu bir kokuya sahiptir ve posta güvercinleri bu kokuları tanıyabilmektedir. Hatta posta güvercinlerinin yavruları dahi farklı yönden esen rüzgarların farklı kokular taşıdığını uçmadan öğrenirler. Böylece yaşadıkları bölgeye ait bir koku haritası da oluşturabilirler. Uçmayı öğrendikten sonra ise farklı bölgelerin kokularını oluşturdukları bu haritaya ekler ve koku haritasını geliştirirler.

Posta güvercinlerinde yön bulma becerisi ile ilgili ortaya atılan bu görüş pek çok deney ile desteklenmeye çalışılmaktadır. Özellikle de koku alma duyuları köreltilmiş olan güvercinlerin ilk kez gittikleri yerden geri dönemedikleri gözlemlenmiştir. Fakat o bölgeyi daha önceden tanımaları durumunda geri dönebilmektedirler. Koku teorisi günümüzde kabul gören bir görüş durumundadır. Fakat güvercinlerin koku alma duyularını diğer yön bulma yetileri ile birlikte kullandıkları yönündeki düşünce daha fazla kabul görmektedir.

Gagalarında Yer Alan Manyetik Konumlandırma Sistemi

Daha önce de bahsettiğimiz gibi güvercinlerin güneş ışınları ve yıldızlara göre yönlerini saptayabildikleri gözlemlenmiştir. Fakat gözlerinin görmelerini engelleyen bir lens ile kapatılmasının ardından hala yönlerini bulabiliyor olmaları, farklı bir yön bulma mekanizması kullandıklarını ortaya koymuştur. Güvercinlerin her seferinde hatasız olarak yuvalarına geri dönebilmelerini sağlayan manyetik algılama sistemine sahip oldukları keşfedilmiştir. Üstelik bu manyetik algılama sistemi güvercinlerin yalnızca birkaç santimetrelik gagalarında saklıdır.

güvercinlerin yön bulma yeteneği

Güvercinlerin yön bulması ile ilgili ortaya atılan bu teori ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında gaga yapısı ayrıntılı olarak incelenmiştir. İncelemeler sonucunda güvercinlerin üst gagalarını kaplayan duyu sinir hücrelerine giden dendrit yani ince liflerde manyetik parçaların olduğu görülmüştür. Bu ince lifler oldukça kompleks bir yapıya sahiptir ve dünyanın dış manyetik alanına karşı duyarlıdır. Özel olarak yaratılan manyetik alıcılar, manyetik alandaki değişikliği analiz ederek elde ettikleri veriler doğrultusunda yönlendirme yapmaktadır. Böylece Dünya’nın manyetik alanı ile etkileşime geçen manyetitli hücreler verileri sinirlere iletir, sinirler bu verileri elektrik sinyallerine dönüştürür ve yorumlanması için beyne gönderilir. Güvercinler, yapılarındaki tüm sistemlerin birbirleri ile uyum içerisinde çalışması sonucunda ise binlerce kilometre öteye gitseler dahi evlerinin konumunu şaşırmadan hesaplayarak kolayca bulabilmektedirler.

Bahsettiğimiz sistem her ne kadar mükemmel görünse de bazı noktalarda yanıltabilmektedir. Çünkü madenler, demir yatakları ya da jeotermal alanlardaki değişime sebep olan olaylar, güneşte meydana gelen patlamalar ve rüzgarlar sistemde aksamalara yol açabilir. Neyse ki kuşlar yön bulmak için yalnızca bu sistemden yararlanmamaktadır. Ayrıca her kuşun yön bulmak için yeryüzünün manyetik alanını kullanma şekli de farklıdır. Düzenli olarak yükseklerde uçan kuşların daha çok yön bulmak için yıldız sistemini öncelikli olarak kullandıkları, çelişki yaşadıkları durumlarda ise manyetik pusula yönteminin ön plana çıktığı görüşü üzerinde durulmaktadır.

Son olarak güvercinlerin yön bulması için yardımcı olan gagalarındaki bu kusursuz sistem teknolojiye de esin kaynağı olmaktadır. Bilim adamları güvercinlerin gagalarında bulunan bu sistemin bir benzerinin teknolojide kullanılması durumunda büyük kolaylıklar sağlayacağını öne sürmektedir. Eğer güvercin gagasında bulunan manyetik algılama sisteminin benzeri yapılabilirse ilaçların insan vücudunda hedeflenen herhangi bir noktaya ulaştırılabilmesi mümkün hale gelebilecek. Yine uçaklarda yer alan manyetometrelerin ebatları küçültülebilecek. Fakat bahsedilen tüm bu imkanlar henüz birer hayal niteliğindedir. Çünkü manyetik parçacıklar kuşların gagalarında milyonlarca yıldan bu yana bulunuyor olsa da bilim adamları tarafından teknik üretimleri henüz önemli bir problem durumundadır.

Güvercin Nasıl Uçurulur? Nelere Dikkat Edilmeli? konulu yazımız da ilginizi çekebilir.

Benzer Yazılar

%d blogcu bunu beğendi: